İki çizginin birleşiminden öğrendim, günü ve ışığı. Korkunun ve karanlığın acizliği gibi savruk bir yolda,habersiz ve sessizce gülümsüyordu varlığın. Tüm sevgilerin önünde ve ötesinde, korunaklı bir çatının altında olman gerekirken, toprağın ıslak kokusu aylar evvelden göz kırpıyordu varlığına. İstenilmediğin bir dünyaya doğmak, haram ve yasaktır. Buranın Allah'ı çok zalim ve isteksiz. Bildiğim tüm duaları etsemde ne yanıma kalırsın ne de bırakılır. Başıboş ucube bir ton sesleniyor, duymuyorum. Sesim ve sözüm kapalı. Terk edildiğim için terk etmek zorunda bırakıldım. Soğuk ve paslı bir odada yapayalnızım. En büyük günahımın sevincini yaşamam buralarda yasak ve haram. Bilmediğin bir şey var çocuk, buranın Allah'ı çok zalim ve bizi sevmiyor. Seviyor olsa elini çeker miydi üzerimizden? Koridorun soğukluğunu içimde hissediyorum, gözlerimdeki ılık su önüme akarken, ben bir mucize bekliyorum. Oysa dedim ya; buralar bizim toprağımız, çift kişilik ve kendi hükmüm değil... Elimde değil, terk etmek zorunda kalmanın kötü bir tarafı var. insan hiç görmediğine sıkı sıkıya bağlanır mı? içimde büyüttüğüm inanç gibi... Şimdi gözlerim kapanıyor, uyandığımda hepsinin geçmiş ve hiç yaşanmamış olmasını dilemek dışında, yok bir çaresizliğim. iki çizgiden öğrendim ben seçim yapmayı.

Gerekeni yaptım. 
02.07.21