Hayatta soluk soluğa izlediğimiz yüzlerce resim karesi, her seferinde önümüze canlı, kanlı bir hikâyenin başından sonuna kadar yaşam aktivitelerini değişik şekillerde sunduğu aşikâr Kişinin kontrol edilemeyen düşünceleri, korkuları, imgeleri, nesneleri kaygı verici utandıran veya şüpheci, mantık dışı isteklerle savaştığı bir eylem. Hayat keyif alınan,''pozitif düşünmek''teorisinden yola çıkılan bir yaşam şelalesi değildir.

Huzurunuz bir yerde kaçmalı, kaçmıyorsa eğer kendinizi fazlaca kabul görmüş sinsi bir yaşama hapsetmiş oluyorsunuz. Kelimeler adımsa, konuşmak yürümek gibidir.

Kendimizi anlayabilmek uğruna hapsolduğumuz evrenin dışına çıkarak bir savaş başlatmanın gerekliliği, sonsuz kimliksiz bir soy! Peki, karşılaşacağımız türlü kimliklerin içimizde açacağı hasarları tamir etmeye hazır olma mücadelesi? Biraz yokuşlu ve kimi zaman ürkütücü. Yaşamayı bazen sevebiliyoruz, severek doğurabileceğimiz her türlü duygu karmaşasının düğümlerini çözmek bizi daha az endişeli yapıyor. Bazen içimiz de yaşattığımız sahtekârın ve yalancılığın başını ezmekte, insani değerlerimizi zemininde yüceltiyor. Ümitsiz, belki bazen ümitli, sonsuz bir acı eşiğinde gezen bir kediyiz. Karanlık sular durulacağa benzemiyor ve üşümek; ucu açık pencere, yaklaşsak ürperiyoruz, yaklaşmasak meraktan öleceğiz. Merak her daim bizi zinde tutuyor. Bilinmeyene olan merak! Hayatta yükselebileceğimiz en zirve ve parmak ucunda gezen bir ''Tanrı'' kimliğiyle bizi selamlıyor gülümseyerek. Oysa arkamızı hiçliğe dönmüş ırak bir nehrin kıyısında yürüyoruz.

Aynalar zihnimiz, zihnimiz canlı bir tarih vazifesi gören toprak gibi çamurlu ve kirli. Her şeyi içeren hayata karşı kendini zapt etmekten, dönüştürmekten aciziz.

Yaşam kendini doğurmaya hazır. Biz seyirci olmakla meşgulüz yalnızca. Oysa tozluk ve hiçlikten olan bir yığınız. Zaman düz bir çizgi ve yoldan çıktı.

Kendi labirentimize hapis olduk. Dönüp durduğumuz ve çarptığımız kendimiziz. Belki bu kendilik hali bizi öldürmeye hazır pususunda bekleyen bir canavar.

Bunu göremiyor olmak bir dünya sorunu. Belki yaşam daha iyiye gider. Tüm bu kötülük diner. Gitmese ölürdü kısmen.

Ben hiçbirini göremeyebilirim. Önemli olan ben değilim zaten.