Hayatta yan yana gelmeyen her şey yazarken senin orta yerine denk gelebiliyor.

Kendileri gibi olmayana meyil ederek kendilerini görüyorlar. Hayatta her şey zıddıyla kaimdir.

Kalbin kalbime denk düşsün diye nelerden vazgeçtiğimi bil isterim.

Yoksa günaha buluşmadan, bir insan günah işlemekten nasıl vazgeçebilir? Dünya yeterince sert ve şiddetli. Kendimizi nereye koysak orda bulamıyoruz.

Görünenin aksine hepimiz göremediklerimizin derdindeyiz. Antidepresanları kırıp, kırıp içmekten hücrelerimiz yok oldu.

Alkole bulaşanların ciğerleri yağ tuttu. Kendini döl yatağına atanlar bedenine küstü. Ancak kendilerinin bile bundan haberi yok.

Şu sıralar beni tetikte tutan tek şey ölüm. Ölüm, insanın tüm ömür katlandığı ve zayıf olduğu tek yeri işaret ediyor. Bildiğimiz bir kâbusu, bilmediğimiz bir kâbusa değişmiyoruz. Bu tanıdık olan diyarda yeni olasılıklar buluyoruz. Bilinmez olanda umut arıyoruz. Yoksa duygulara güvenmeyen bir dünyada yaşıyoruz. Duyguların sorumluluklardan uzak, çocukça olduğu çoğu insan için vazgeçilmezdir. Ben ise duygulara her zaman inananlardanım.

Eğer kimseyi incitmeyecekse sorumluluklardan kaçmanın, mantıksız davranarak çocuklaşmanın da, hiç bir sakıncası yok. Göğe doğru buharlaşan sular gibiyiz.

Karanlıkta bir kahraman yaratıyor, düşüncelerimizle birlikte kahramanlarımız hayalete dönüyordu. Uzaklaşıyor ve bir o kadar da kaybediyorduk.

Bizi en hassas orta yerimizden vuruyorlardı. İnsan diyorum, bir yere ait hissetmek için inançları uğruna çırpınan, insan…

Canlı kaldığımız bu dünyanın bir yerinde hâlâ birbirimizi aramanın heyecanını duyarak, hâlâ yerle bir olmaya direniyor. Hâlâ ait olmanın uyumsuzluğu içinde çırpınan insan… Varlığımızı aynı sıkışmışlığın içinde sürdürmek için ebediyen sürdürmeye hazır bir mücadele veriyoruz. Bu mücadele neticesinde elde edilen her şeyin ayarı bozulmuş durumda. Çünkü neye dokunuyorlarsa ki her şeye dokunuyorlar, anında kurutuyorlar. Son zafere kadar ele geçirme sürer.

Bazen gizli gizli, bazen kaba bir şekilde, arada usul usul, arada vahşice. Tanrı'nın kendini böyle garip şeylerle eğlendiriyor olması ne tuhaf!

Yaşam içinde olan biten ne varsa anlam yüklemek isteyip, anlamın önüne geçemeyen yüklerden kurtulamamak ne tuhaf!

Her günü umutsuzlukla bitirip, her sabaha yeni bir umutla başlamak ne tuhaf!

Her şey bitti dediğin an, yeniden başlamak ne tuhaf!

İnsan olmak ne tuhaf!