Şimdi anlatacaklarım bir mağlubiyeti belgeliyor...

Zaman kendi içinde kendi kuyruğunu yedi. Ve zamanın dayanılmaz aldatıcılığının körlüğünde başı çekmekle gurur duymadığımı itiraf ediyorum.

Her şey tamam da içimde ki öfkeyle nasıl baş edeceğimi hiç bilemiyorum. Kendim olmaya bu kadar yakın ve bir o kadar uzak olarak kaybediyorum. Ev neresi? Artık bilmiyorum.

Ben yalnızca kaybolmayı biliyorum. Öyle güzel, öyle silik ve öyle görünmez oluyorum ki bir süre sonra geri dönmek istesem de dönemiyorum.

Aslında hiç var olmamış olduğumu anlıyorum. Bir ağırlık midemin tam ortasında... Kendimle olan tüm bağlantım kopuk... Bir o kadarda içimdeyim...

Bu aralar iletişimsizlik sinirimi bozuyor. Kibiri andıran benzer bir gururla dolu her yanım... Bu sebepten dünyanın en sert ayaklanmasını başlatacağıma inandım.

Kendi rızamla bir saltanatı yıkacağım ve dörtnala giderken tozu dumana katacağım... Bu bir tahmin değil, ısrarlı bir tehdit...

Çünkü en başa dönüp her şeyi gözden geçirdim. Bunları yapmaya cesaret edecek bir şey buldum. Korkum kalmadı. Olup bitenler neon ışıklarıyla uykularımı kaçırıyor.

Unutamıyorum... Çünkü hatırlamak dışında bir mucizem yok. Bir şeye inanıyordum. Güçlü bir el... Yanya’na geldiğimde korkusuz bir kahramana dönüşüyordum. Hiç yenilmeyecek güçlü bir ordu taşıyordum kalbimde. Taşıdığım ordunun düşmanım olduğunu bilmeden. Yükseliyor, yükseliyordum... Girdiğim her zaferin savaşında, başkahraman olduğumu anlamam  epey zamanımı alana kadar. Geç kalınmış bir anlamanın, hiç bir şeyi ifade etmiyor olduğunu öğrenecek kadar büyüdüm.

Bazı rastlantılara inanmalısınız. Beklemediğiniz anda olan mucizelere de. Çünkü planlı ve ısrarlı olağan şeylerden pekiyi sonuçlar beklemiyordum.

Elini üzerimden çekince bocaladım.Oysa hayata bağlanmak için ayaklanmıştım.Yeniden doğrulabilmenin gücünü hatırlamak istiyordum.Ancak seni bilinçsizce yitirmenin bilinciyle yüzleşiyorum şimdilerde...Kalbimin epey yorgun düşmüş olduğunu anlıyorum.Kendi çarpanında kendi bütünüyle çarpmış ve kendine bölmüş yine kendini.

Hepsinin sonunda kendi darağacına asmış ve kendi kuyusunu kendi kazmış kendine...

Şimdi anlatacaklarım bir savaşı belgeliyor...

Ben yeniden ayaklandım.Kendi hikayemin kahramanlığıyla elbet övünmüyorum.Orası yolun sonuysa,burası başı.Geç kaldığım zamanı geri almak için soluk bile almıyorum.

Hiç bir şey için acele etmiyorum.Işıkları bir anda değil,tek,tek yakıyorum.Zamanın beni kendime getirdiği gerçekler hatrına kendimden özür diliyorum