Nifak kelimesi köstebeğin tehlike anında kaçmak için kendisi için ikinci bir kapı açması anlamına gelen bir sözcüktür. Araplar benzetmelerden yararlanarak dinin içinde yer alıyor görünen ama tehlike anında bulunduğu safı terk edecek karakterde insanlara “Münafık” demeyi uygun bulmuşlardır. Resulullah’ın hayatının ilk devresinde yani Mekke döneminde bu kavrama rastlanılmaz. Medine devrinde ise şartlar gereği Müslüman gibi görünmek zorunda kalan ama kalbine iman yerleşmeyen insanlara rastlarız. Hz. Peygamber kendisinden önce Mus’ab’ı gönderip Medine’de zemini oluşturmuştur. Bu dönemde Medine halkının büyükleri imanla şereflenirken o günün şartlarında krallık beklentisinde olan Abdullah bin Ubey ve etrafındakiler Müslüman görünseler de kalplerine iman yerleşmemiştir. Daha doğrusu siyasi hazımsızlık toplumunun önde gelenlerinden birini Münafık durumuna getirmiştir. Bir gün Hz. Peygamber mescitte konuşurken Abdullah ayağa kalkmış ve Medine halkı Resulullaha iman edin diyerek şov yapmıştır. Bu şekilde Hz. Peygambere şu mesajı vermektedir. Aslında sana benim sayemde iman ediyorlar. Allah Resulü iki nedenle saygısını bozmuyordu. Belki iman ederler. Bir de Muhammed(s.a.v) ashabını öldürüyor demesinler. Çünkü Münafıkların kalbi ile uygulamaları farklıydı. Hz. Peygamberin Medine’deki tüm savaşlarında karşısında gizli bir ihanet çetesi olan Münafıkları buldu. Bedir’de, Uhut’ta Hendekte Allah Resulünün yanında gibi görünüp karşısında durdular. Resulullah o çağın Amerikası olan Bizansa karşı mücadele verirken Münafıklar orduyu yıldırmaya çalışmışlar ve savaştan kaçmışlardır. Bu savaş sırasında dar bir geçitte yüzleri gizli bir şekilde Resullullaha karşı suikaste yeltenmişlerdir. Allah Resulünün yanında olan Huzeyfe bin Yeman olaya katılanların bir kısmını tanısa da şüphe ile iş yapılması mümkün olmadığı için Hz. Peygamberin emriyle zanlıları açıklamamıştır. Yine bu kişilerin cenazelerinde de bulunmamıştır. Hatta sahabenin büyükleri de onun katılmadığı cenazelere katılmamışlardır. Bir kısım siyasi görüş sahipleri suikastçıların münafıklar olmadığını yazsalar da kaynaklar ve sahabenin uygulamaları bu görüş sahiplerini yalanlamaktadır. Resullahın vefatından sonra kaynaklar münafık kavramından bahsetmezler. Çünkü münafıkların asıl hedefi olan Hz. Peygamber vefat etmiştir. O devrin münafıkları ölseler de ideoloji ve uygulamaları halen yaşamaktadır. Bu konuda Mehmet Şimşir’in Hz. Peygambere Karşı Yapılan Suikastlar ve Adnan Demircan’ın Münafıklar ile ilgili kitaplarını okuyabilirsiniz. Rabbim kalbimizi ve amelimizi nifak belasında korusun. Selam ve dua ile….

Mustafa AK

Bozkır Anadolu İmam Hatip Lisesi Tarih Öğretmeni

mstfknyali@gmail.com