ARİFELİK-BAYRAMLIK

 

         Meslek hayatımın ilk Ramazanını yazın sıcak günlerinde Bozkırda karşılamak nasip olmuştu. Merkez camiinde kıldığımız teravihlerden iki hatıra aklımda kalmış. “ Habibimiz Muhammed’e salat ile selam olsun. Ona izzet ikram ile teraviha kıyam olsun” ve Bakara Suresi 185.ayet. Süleyman Canıtez hocamın kulakları çınlasın. Sonrasında Salih Turhal hocamla yapılan çay boyu muhabbetlerinin keyfine doyum olmazdı. Yıllar yılları kovaladı. Leyle-i Kadir’de sahur yemekleri ve Ramazan uğurlamaları yaptık. Öğrenci ve öğretmen iftarları ve muhabbetleri ile her bakımdan farklıydı. Arifenin Cumaya denk geldiği günler insan seliydi.

    Sonrasında bu mutlulukların arasına Asrın vebası Covid girdi. Ne Cuma kaldı elde ne de teravih. Herkes bir gün eskiye döner miyiz hayallere ile yaşadı. Bayramı dahi evde geçirdiğimiz günlerimiz oldu. Şimdi her şey biraz daha normale döndü. Mekânımız Seydişehir oldu. Ramazanın ilk günlerinde şehrin sembolü Seyit Harun Camiinin ibadete tekrar açıldı. Caminin etrafının çevre düzenlemesi açılan yeni mekân şehre canlılık kattı. İnsanlar Ramazana, teravihe ve muhabbete kavuşmanın sevincini fazlasıyla yaşadılar. Bu ayda insanların derdine, sıkıntısına ve sevincine ortak olmaya çalıştılar. 11 ayın Sultanını uğurlama vakti geldi. Yarın arife ve sonrası bayram. Yeni bir Ramazan görebilir miyiz kim bilir. Ama bu ayı Hakkıyla idrak edenlerden olmak nasip olsun inşallah.

   Bu yılın şiddetli soğukları ile beraber gelen Kar bereketi ve arkasından Rahmet ayı Ramazan insanları bayramdan sonrasına plan yapar hale getirdi. İnsan ömründe birçok şeyi planlasa da sınırlarını İlahi Kudret belirliyor. Belki planımızdan daha güzeli olacak. Amelimizi, gayretimize katık edelim ve yola devam edelim. Bayram sonrası Seydişehrimiz’de yıldızlar geçidi yaşanacak. Ülkenin ve şehrin kültürüne etki eden isimler buraya gelecek. Seydişehir kitap günleri belediye organizasyonunda şehre renk katacak. etkinliğe dair izlenimlerimi burada yazmaya çalışacağım.

  Ayrıca Geri gelen Mektup isimli bir yazı dizisini hazırlamayı düşünüyorum. Gülce’ye mektuplar da olabilir. Artık nasip, kısmet diyelim. Muhabbet tadında olacak inşallah. Tabi yazmak için enerji ve ilham bulursak. Ömür hızla geçiyor ve kimse geri getiremiyor. Söylenen de kalpte gizli kalan da bir gün açığa çıkacak. İmanınız ve sevdanız yol göstericiniz olsun. Şimdiden bayramınız mübarek olsun. Selam ve muhabbetle… Mustafa AK

Tarih Öğretmeni

mstfknyali@gmail.com