Halil İnalcık Ordinaryüs Profesör. Kutb’ül Müverrihin yani Tarihçilerin Kutbu demek. Kutup tasavvuf dilinde Hz. Peygamber sonrası dünyayı idare eden adam anlamına geliyor. Anlayacağınız tabirle Gavs’ın amiri oluyor. İnalcık bugün Ukrayna sınırları içinde bulunan özerk bir Cumhuriyet olan Kırım doğumlu. 1916’da dünyaya gelen İnalcık Atatürk ile tanışma fırsatı bulmuş. O zaman Türkiye’nin ve dünyanın en nitelikli üniversitelerinden biri olan Dil, Tarih ve Coğrafya mezunu. Osmanlı tarihinin kuruluş, ekonomi ve tasavvuf konularında kaynak kitaplar yazmış olan bir şahsiyet. Şiir yazacak kadar edebiyata hakim, binlerce şiiri ezbere bilecek kadar da edebiyat sevdalısı. Emine Çaykara ile yaptığı ve İş bankasının yayınladığı söyleşi kitabını ancak alıp okuma fırsatı buldum. Hatıralar olayları kişilerin gözüyle anlatsa da yakın tarihle ilgili önemli kaynaklardır. Burada gözüme çarpan iki olayı aktarmak istiyorum. Malum cumhuriyetin ilk yıllarında devlet eski kültüre karşı linç başlar ve bundan en büyük payı arşivler alır. İnalcık ilk araştırmalarından birini Bursa’daki kadı sicilleri yani mahkeme kayıtları üzerine yapmıştır. Bu süreçte şunu öğrenir bu siciller “işgüzar” bir memur tarafından satılmak istenmiş ve oradaki imam bu sicilleri saklayarak satılmasına mani olmuştur. Burada memur suçlansa da bu dönem eski yazıya düşmanlık o gün devletin emriyle yapılmıştır. Bu nedenle memurun suçlanması anlamsızdır. Haliyle imamın da o günün şartlarında devletin gözden çıkardığı adam konumunda olması da cesaretini artırmıştır. Sebep her ne olursa olsun bir memleketin tarihi kurtulmuştur. Bu ve benzeri olaylar yüz yıllık süreçte ülkemizde pek çok yerde yaşanmıştır maalesef Hatırattan aktaracağım bir diğer not ise İnalcık’ın İsrail gittiği kısımlardır. Bu bölümde İsrail’in Türkleri sevdiğinden ve bizim İsrail ile dostluğumuz övülerek anlatılıyor. Hatta kendisine “doktora” verildiğine de yazar. Bu ziyarette zamanın Cumhurbaşkanı Demirel de vardır. Filistin tarafı ve Yaser Arafat ile görüşülmüştür. Demirel’in Arafat’a karşı gösterdiği resmi tavır ve kesin bir şey söylememesi nedeniyle Yaser Arafat’ın yüzü asıktır. İnalcık, Arafat’ın tavrını hiç sevmemiştir. Yani Türk tarihi profesörünün İslam aleminin en önemli meselelerinden birisi olan Filistin’de bu tavrı göstermesi gerçekten çok gariptir. Bu tavrın altında yatan eğitim ve düşüncenin sebeplerini siz okuyucularıma bırakıyorum. Rabbim hakikatin yanında yer almayı ve hakikati söylemeyi nasip etsin. Selam ve dua ile….

Mustafa AK

Bozkır Anadolu İmam Hatip Lisesi Tarih Öğretmeni

mstfknyali@gmail.com