Kelime Kökeni: Fransızca kermesse "Kilisede Pazar ayininden sonra hayır için yapılan satış" sözcüğünden alıntıdır.

Bizde ise: Bir derneğe, bir çalışmaya, bir vakfa, bir hayır kurumuna yardım sağlamak amacıyla genellikle açık havada satış yapılarak gelir sağlanan toplantıya kermes denir.

Başlıktaki“kuds” kelimesi kuds-i şerifterkibindekinin aynıdır. Bülent Ecevit’innispet yası yerine kullandığı “sallı selli” ekler buraya da gelmiş ve kutsi/mübarek/ilahi anlamında kutsal denmiştir.

Kermesler son yıllarda hayır kuruluşlarının başvurduğu en büyük yardım kaynaklarından birisidir. Her şey hukuki prosedüre uyduktan sonra herkesin yardımcı da olması gerekir, sonuç olarak kamu hizmeti yapılmaktadır.

1980’li yıllarda başlayan kermeslerden başta kimse bir şey anlamamıştı. Bunu ilk yapan cemaate o zaman şüpheyle bakanlar olmuştu. Diğer cemaat ve hayır kurumları eleştirmeye bile başlamışlardı. Bu eleştiri daha sonraları hafif kıskançlığa dönüşerek kermesin faydalanma uğruna her hayır kurumu tarafından benimsenmesinin yolunu açmıştır.

Kermeslerin işleyişini bilirsiniz. İyi bir kermes organizasyonu önce iyi bir planlamayla başlar. Kaç gün süreceği, ne satılacağı, ne yenileceği ve nelerin öne çıkarılacağı hesaplanır. Gönül işi olan kermeslerde her şey bedava toplanmalı ve piyasa fiyatının biraz altında satılmalıdır.

Kermese katılımı artırmak ve devamını sağlamak için katılımcıları motive etmek de çok önemlidir. Allah için alacaksın, Allah için vereceksin ve Allah için yiyeceksin.

Kermesler ilk defa Müslümanlar tarafından keşfedilmedi ama onlar tarafından zamanımızda en iyi duruma getirildi diyebiliriz. Zira hayır kuruluşu demek zaten evvel emirde İslami bir vakfı çağrıştırmaktadır.

Bugün itibariyle şehir merkezlerindeki ve çarşıda yol üzerlerindeki salonlar dolar boşalır, derneklerin ve vakıfların birisi açar birisi kapatır kermesini. Çünkü fakir öğrencilere okuma imkânıvermek için maddiyata ihtiyaç vardır.

Yakında ulusal yani yerellikten kurtulmuş kermesler bile açılabilir. Zira kermeslerde iyi para vardır imajı verilmiştir.

Evet,kermeslerde iyi para vardır ancak gönüllü elemanlarınız olursa. Unlu mamuller için kadınlar ücretsiz bulunmalı, satılacak ev ve çeyiz eşyaları, giysiler zenginlerden bedava temin edilmelidir. Çeyiz eşyalarını, börekleri, baklavaları gönüllü hanımlar hazırlamalıdır.

Yiyecekler ayrı bir sektördür kermeslerde. Döner ve sair et yemekleri için etler çok önemlidir, elemanlar bedava bulunsa da eti bedava elde etmek her zaman kolay değildir. Bunun için zenginler arasında kampanyalar yapmalı ve et de bedavaya getirilmelidir.

Yemeyi teşvik etmelidir, kim çok yerse o iltifatla ödüllendirilmelidir. Üstatlarımız “Mide tehi ten dürüst kise tehi din dürüst” (Mide boş olursa vücut, cüzdan boş olursa din sağlam olur) deseler de yeme işine azami çaba sarf etmelidir. Zira kermese kazandırmak kutsal bir vazifedir. Ne kadar çok yersek o kadar muhtaç öğrencilere yardım etmiş olacağımız muhakkaktır.

İslami hizmetlerin ve talebe yetiştirerek aydın bir nesil yetiştirmenin birinci şartı neredeyse kermeslere alaka göstermektir. Kermesler bir hayır kuruluşu için olmazsa olmaz bir önceliktir.

Zenginlerden muhtaçlara özellikle talebe yetiştirmek için zekât toplamanın en zevkli tarafını kermesler oluşturur. Zira hem doyarsın, hem çeyizini, alırsın, hem ev ihtiyaçlarını giderirsin, hem de ucuza yaparsın bunları, hem de zekâtlarını buralara vererek bir taşla iki kuş vurmuş olursun.

Küçük kermesler kimsenin dikkatini çekmez. Büyük kermesler ise bazen fazla dikkat çekerek rahatsız edebilir. Bu nedenle hukuktan sapmadan her şeyi kayıt altına alarak yapmalıdır.

Bu yazımda tamamen gerçekleri yazdım ama bir noktada iğneleme yaptım onu da anlayanlar anladı çoktan.

Diyeceğim odur ki: hukuk çerçevesinde herkes ve her cemiyet kermes de dâhil ticari veya sosyal aktiviteler yapabilir, bu gayet doğal bir haktır ve desteklenmelidir.

Ancak daha fazla yarar sağlamak için bu aktivitelere bir kutsiyet atfetmek Allah’ın gücüne gidebilir. Kermesi dine alet etmek doğrudur ama dini kermese alet etmek yanlıştır.