İDAMI KALDIRMAK EN BÜYÜK İNSAN HAKKI İHLALİDİR! 

 Akıllara ziyan son günlerde hayal dışı cinayetler işlenmekte ve toplumu derinden sarsan vahşiyane öldürmeler görülmektedir. Son olarak Tarsus’ta 12 Şubat 2015 günü bir genç kızımız hem de üniversite öğrencisi 20 yaşında vahşice kelimesini bile utandıracak tarzda, hayvanca dersek hayvanlara hakaret sayılacak bir biçimde katletmişlerdir. Bunun sonucu galeyana gelen halk idam, idam! Diye haklı olarak sokaklara dökülmüşlerdir.

            Ey insanlık şimdi iyi dinle! İnsan canı öyle kutsaldır ki onun korunması için yüce Allah Teâlâ bütün kitaplarında “bir insan öldürmeyi bütün insanları öldürmeye eş tutarak” (Bakara/179 ) ölüm cezası demek olan kısası emretmiştir, bunun kıymetini inşallah biraz daha anlamış oluruz.

            Maksadımız, Yüce dinimizin her bakımdan insanlar için en mükemmel hayat biçimini sunduğunu anlamaya ve anlatmaya çalışmaktır. İnsan hakları konusunda İslam’ın ve Müslümanların koyduğu kuralları geniş olarak anlatmaya çalışmalıyız. Dinimiz insanların haklarının ellerinden alınmasına engel olacak her türlü tedbiri de almıştır.

            Seyahat, yerleşme, din, vicdan, ticaret vb tüm haklar İslam’da tam anlamıyla yerini bulmuştur. Bütün hakların kullanılabilmesi için ise en önemli bir hak vardır; hayat hakkı. Bütün hakları ölülere vermenin bir anlamı olmadığı gibi bir adam, suçundan dolayı ölecek diye binlerce adamın ölmesine sebep olmakta çok feci bir yanlıştır. Bu nedenledir ki Kur’an’ı Kerimde ve tüm ilahi vahi kaynaklarında İnsan öldürmenin cezası ölüm olarak geçmektedir. Bu, ayetlerde Kısas olarak zikredilmektedir.

 

KISAS NEDİR?

            Bir şeyin tam karşılığı manasına gelen kısas, ilahi adaletin tecellisi için büyük bir örnektir. Tüm haklarını, hayatta dâhil öldürülerek kaybeden kişinin geride bıraktığı mağdurlara verilen seçenekli bir devlet eliyle cezalandırma yöntemidir. Bu ceza katilin öldürülmesidir. Seçenek derken kastedilen; bu mağdur kişi isterse kendi hakkını diyet olarak alabilmekte ya da karşılıksız katili affedebilmektedir. Kendi hakkı derken, kamu hukuku, ayrıca katili hapis sürgün ve ıslah gibi bazı şeylere tabi tutabilir demektir.

            Kısas, tüm hakların kullanılmasını ortadan kaldıran bir ihlale karşı tedbirdir. En büyük hak hayat hakkıdır ve buna yapılacak kasıt en iyi bir biçimde kısasla önlenir. Kısas kısaca, masum bir canı ortadan kaldıran kişinin idamıdır. Bu cezayı ancak maktulün velisinin katili affetmesi ve ya diyet almasıyla ortadan kalkabilmektedir.

“KISASTA HAYAT VARDIR”!

             Bakara/179 “Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.”

            Bu hükme uymayanlar bir sizden bir bizden diye diye hiç bitmeyen kan davalarına yol açmışlardır. Özellikle doğu toplumlarında aşiret ve kabile sistemlerinin de etkisiyle sonu gelmeyen bu fesat ve katil sürüp gitmektedir. Hulasa Allah’ın emrini bırakanlar hiçbir zaman aradıkları huzuru bulamamışlardır. Aşağıda ki ayette de açıklandığı gibi kısası ve Allah’ın öngördüğü hükümleri uygulamayan toplumlar hem kendilerine hem de başkalarına karşı büyük bir zulüm yapmaktadırlar.

             İsra 33. “Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım edilmiştir.”            

            Kısasta yani adam öldürme suçuna idam cezası uygulamada hayat vardır ancak bunu ancak akıl sahipleri anlar!

KISASI ANCAK MAĞDURUN AFFI DÜŞÜRÜR.

            Suça göre caza vermek adaletin ve insan haklarının önemli şartlarındandır. Adam öldürme suçuna Kısasla hükmetmek dört kitabın da yazdığı bir hükümdür,  buna rağmen İncil’de ve özellikle Kur’an’da maktulün velisine af yetkisi verilmesi ve bunu teşvik etmesi çok önemlidir. Aşağıda ki ayette affı ve bunun daha iyi bir yol olduğunun izahı görülmektedir;

            Bakara 178.” Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.”

 TOPLU TERÖR VE EŞKIYALIK SUÇU DA ÖLÜM CEZASINI HAKEDEN SUÇTUR!

            İslam, adından da ileri gelen huzur ve esenliği hedefleyen bir ilahi nizam olarak insanlar arasında terör, anarşi, fesatçılık, eşkıyalık, toplu yol kesicilik ve benzer çete suçları içinde en ağır ceza olan İdamı ön görmektedir. Yani yukarıda ki kısası anlatan ayetlerde geçen “bir adamın idamı“ için haklı sebepler iki tanedir. Birisi buraya kadar anlatılan kısas diğeri de aşağıda ki ayette anlatılan yeryüzünde fesatçılık, bozgunculuk ve toplu işlenen çete ve terör suçlarıdır;

            Maide  (33)” Allah'a ve Resulüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.” 

             Dünya da verilen hukuki cezalar aynı zamanda Ahirette kişinin Allaha suçsuz varmasının da belgeleri olacaktır. Zira kişi Dünyada gerekli cezayı çekmeden giderse bir şekilde mahşerde, sıratta ve ya cehennemde çektikten sonra ancak aklanabilmiş olacaktır. Bu hususta yüce önderimiz a.s., şöyle buyurmaktadırlar;

            Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü hak sahiplerine haklarını mutlaka eda edeceksiniz. Öyle ki kabış (boynuzsuz) koyun için, boynuzlu koyundan kısas alınacak, taşa (niye bir başka) taş üzerine yüklenip kaldığından; adamın adamı niye yaraladığından sorulacak." (Ebu Hureyre) der ki: "Biz şunu da işitirdik: "Kıyamet günü, kişiyi tanımadığı birisi yakalar ve der ki: "Sen beni hata ve münker işlerken görüyordun, fakat ondan men etmiyordun!"   Rivayet Eden: Ebu Hureyre Geçtiği Kaynaklar: Müslim, Birr 6, (2582) Tirmizi, Kıyamet 2