“BMGK'da yapılan ve ABD'nin veto ettiği Kudüs oylamasında konseyin 15 üyesinden 14'ünün lehte oy kullanması üzerine ABD lehte oy kullanan ülkeleri tehdit etti.”

(19 Aralık 2017 Medya)

ABD denen canavar durdurulmalı, kendi sınırlarına çekilmeli, diğer ülkelerdeki bütün üsleri kapatılmalıdır.

 BM’de veto hakkı kesinlikle kaldırılmalı veya 15’e çıkarılmalıdır. Üçte iki çoğunluk kararı veto hakkının yerini almalıdır.

BM 26 Haziran 1945 tarihinde San Francisco’da imzalanmış ve 110.

Maddeye uygun olarak 24 Ekim 1945’de yürürlüğe girmiştir. 

Bugün, artık tüm işlevlerini yerine getiremez durumda olan BM yıkılarak yeniden bir BM kurma zamanı gelmiştir. 1945 yılındaki şartların hiçbirisi bugün yoktur üstelik çok değişik şartlar ve olgular meydana gelmiştir.

Güvenlik konseyinin daimi üyeleri dünyayı tek başına idare eder hale gelmişlerdir, hiçbirisi Müslüman olmayan bu ülkeler Müslümanlar lehine olan hiçbir karara evet demedikleri gibi aleyhlerine olan her karara onay vermektedirler. Ayrıca BM’nin bir ülkede sürekli kalması da bir sıkıntıdır.

Daimi üyelik kaldırılmalıdır ve her ülke nüfusuna göre eşit şekilde temsil edilmelidir. Daimi üyelikte ki veto hakkı kaldırılmalıdır ve yeniden düzenlenmelidir. Değişmeyen tek şey olan değişim burada da mutlaka uygulanmalıdır.  Bu haliyle BM hem bir Hristiyan kulübü hem de 1945 yılının galip devletlerinin kurduğu ve bu güne hiç uymayan bir dar gömlektir. Ayrıca BM merkezi ABD’den alınmalı değişimli yapılmalıdır.

1945 yılında Müslümanların dünya nüfusunun oranına göre bugünkü oran çok değişmiştir, bugün neredeyse dünya nüfusunun dörtte biri Müslümandır bu rakam olarak iki milyara dayanmıştır ancak BM de halen bir Müslüman daimi üye yoktur.

Bu kıyamete kadar böyle gidemez, dünya halkları bir olarak yeniden BM’yi ayağa kaldırmalıdırlar, sayıları 193 ülkeye ulaşan BM üyesi ülkelerin üçte birini sayıları 60’a ulaşan Müslüman ülkeler oluşturduğu halde bu kurumda yeteri kadar etkileri yoktur, hemen hepsi Hristiyan olan daimi üyeler bir zulüm içerisinde dünyayı yönlendirmeye devam ediyorlar.

Görevleri dünya barışını sağlamak olan BM son yıllarda İslam ülkeleri bir bir işgal edilirken ve dış kışkırtmalarla halkları birbirini kırarken kıllarını bile kıpırdatmamaktadırlar. Yeraltı kaynakları bol olan İslam ülkeleri iç kargaşaya sürüklenince derhal müdahale ederek menfaatlerini korumaya alan bu ülkeler Mısır ve Suriye gibi fakir İslam ülkeleri yıllardır birbirini yerken sadece seyre dalmış haldelerdir.

BM de etkin ve veto yetkili beş ülke üç kıtadan Müslüman olmayan inanç sahibi ülkeler olup koca Afrika’dan ve İslam coğrafyasından bir üyenin olmaması bu bölgenin kanlar içinde olmasının büyük bir etkenidir.

Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın yapısının tekrar gözden geçirilmesi ve tüm dünya ülkelerine giriş kısmında da ifade edildiği gibi adil ve eşit bir şekilde hizmet verebilecek konuma getirilmesi veya yeniden gözden geçirmek gerektiği son birkaç yılda yaşanan olaylardan iyice belli oldu artık.

 BM Güvenlik Konseyi beş “Daimi Üye” ülkeden, 10'da “Geçici Üye” ülkeden oluşmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin “Daimi Üye”leri oluştururken, ikişer yıllık sürelerle geri kalan ülkeler de bölgesel temsiliyet bazında “Geçici Üye”leri oluşturmakta.  “Daimi Üye”lerden tek bir tanesinin bile “Hayır” demesi, diğer 4 “Daimi Üye” ile 10 “Geçici Üye”nin “Evet” oylarının geçersiz olmasına ve uygulanamamasına neden olmakta ve önüne geçilmez haksızlıklara yol açmaktadır.

Zira dünyada bu beş “Daimi Üye” ülkenin etnik yapısından, düşünce tarzından, inancından ve olayları değerlendirmesi ile bakışından başka etnik oluşumlar, düşünceler, inançlar, değerlendirmeler ve bakışlar da bulunmaktadır.

Beş  “Daimi Üye” ne derse ve hangi konu üzerinde mutabakata varırsa o karar uygulanmakta ve tüm dünya karşı görüşte olsa bile nazara alınmamaktadır.

Bu nedenle BM yeniden kurulmalı diyoruz!

Ben İslam dünyasının uyanacağından ve büyük bir birlik kurarak dünya hâkimiyetini ABD ve AB'nin elinden alacağından eminim inşallah.

  "Allah'ın insanları birbiriyle savması olmasaydı yeryüzünün düzeni bozulurdu. Fakat Allah âlemlerelütufkârdır."

(2/51) ayeti de ortada.

 

ABD ve AB ülkeleri aralarında yüzyıllarca savaştılar milyonlarca kardeşlerini kırdılar geçirdiler, şimdi en rahat günlerini yaşıyorlar. 1950'den sonra AB ve ABD şimdi dinlerin, kinlerin ve kanların merkezi Ortadoğu'yu gülerek izliyorlar.

Ortadoğu'da ve Asya'da kan gövdeyi götürürken AB ve ABD sadece iki tarafa silah satarak ticaretin keyfini çıkarıyorlar. Ama uzun sürmez.İnşallah bundan ders alırız da aramızdaki fitneleri yanmadan söndürürüz.

Dünya silah tüccarlarının depoları doldu, alıcı ülkeler de epeydir top yekûn bir savaşa girmediklerinden eski silahlar paslandı.Bu kudurmuş köpeklerin ortak arzuları top yekûn bir savaştırki silahlarını pazarlayabilsinler. Kendileri nasıl olsa füze kalkanlarıyla korunuyorlar.

BM’yi elinde tutan ABD’nin ve onun karakol amirlerinin dillerindeki barış lafı sahtedir. Yine olan Ortadoğu'ya olacaktır sonuçta.Dillerindeki hiç susmayan barış kelimesinin sahteliğinin ispatı:

“Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "Biz ancak barış isteyenleriz" derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar.”

(Bakara 11. 12)