https://www.pusulatr.com/files/uploads/user/33009.jpg
Mükremin Kızılca

EVLİYA ÇELEBİ MESCİD-İ AKSAYI ANLATIYOR

01-01-1970 03:00 84976 kez okundu.

Mescid-i Aksanın İçinin Özellik ve Güzellikleri

Mescid-i aksa son derece nuranidir, kıble kapısından mihraba varıncaya kadar 300 adımdır. Genişliği de doğu tarafından Hz Ömer mihrabı ile Maliki mihrabı köşesine kadar 400 ayaktır. İçinde küçük büyük somaki ve gayet renkli sütunlar üzerine toloz kemer kubbelerdir. Ama ortasındaki kadim binası yedi güçlü sütun üzerinde duran kemerlerdir.

Üstündeki balıksırtı satıhlar ve tahta tavanı ibretle bakılması gereken yerlerdir. Caminin zeminden kubbe arası 30 metredir. İki tarafındaki yeni binaların yüksekliği ise ancak 15 metre kadardır. Cami büyüklü küçüklü 120 kemer üzerine inşa edilmiştir. Mihrabın üzerindeki kubbe hepsinden daha yüksek ve oldukça aydınlıktır ki yeryüzünde başka bir örneği yoktur. Bu kubbenin yüksekliği 50 arşındır (yaklaşık 40 metre), diğer kubbelere dayanmaktadır, adeta diğer kubbelerin tacı gibidir. Diğer kubbeler gibi yuvarlak değil sürahi biçimindedir. Bu kubbenin iç kısmı bukalemun şeklinde baştanbaşa altın yaldızlı nakışlarla Tuba ağacı misali rengârenk çiçeklerle süslü nur üstüne nur bir eserdir. Kubbenin etrafında:

“Allah, göklerin ve yerin nurudur (aydınlatıcısıdır). O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba bir billur içindedir; o billur da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan çıkan yağdan tutuşturulur. (Bu öyle bir ağaç ki) yağı, nerdeyse, kendisine ateş değmese bile ışık verir. (Bu ışık) nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruyla hidayete iletir. Allah insanlara (işte böyle) misal verir; Allah her şeyi bilir.” (Nur 35)

ayetinin Arapçası yazılıdır.

Süleyman Han tarafından onarılmıştır.

Mihrap ve minberini anlatmaya insan dili yetmez. Minberi ahşaptandır, ama ustası bütün hünerini göstererek öyle bir eser ortaya koymuştur ki büyülenmemek elde değildir. Mihrap ise altın içinde altın adeta bir mücevheri andırmaktadır, yeryüzünde ne kadar değerli taş varsa hepsinden buraya kuşgözü gibi parçalar halinde yerleştirilmiş etrafa altın saçan mücevher gibi bir mihrap meydana getirilmiştir. Anlatılmaz görülür tarzdadır.

Mescid-i aksanın nur saçan yüksek kubbesi, mihrabı ve minberinin bir sanat eseri halinde meydana getirilmesinde söz sahibi Süleyman Han hocalarından Camcı Serhoş Ebru adlı ustadır. Bu usta cam yapma sanatında son derece kabiliyete sahip olduğundan Cem (İranlı hükümdar) camında ayinini görüp bu camii şerifin mihrabı üzerine on iki camı rengârenk ufak parçalar halinde adeta bir bukalemun gibi nakşederek bir büyü meydana getirmiştir. Öyle ki ateş topu güneş bulutlar içinden çıkıp ışığı zemini aydınlattığında bu camlara ışığı yansıyarak cami nur iken nur üstüne nur olmaktadır. Bu durumda camiyi dolduran cemaatin gözleri aydınlanıp huşu ve huzur ile ibadet ederler.

Bu anlattığım 12 camdan başka necef billur ve moran nakşı 105 cam daha vardır.

Caminin mihrap tarafındaki duvarı üç adam boyu biçme tahta rengârenk Allah yapısı bukalemun tarzı bulutu andıran mermer kaplıdır. Hepsine gerçek bir bakışla nazar edilse nice Allah yapısı eser görülür. Mihrabın sağ ve solundaki bu duvarda sahraya bakan yedi pencere vardır.

Minberin önündeki müezzin mahfili 12 düzgün ve ince sütun üzerine yapılan köşk gibi bir yerdir.

Caminin kürsüsünü yapan usta onu öyle bir keserle yapmış ve oymuş ki anlatacak kelime bulamıyorum.

Her girişinde ayrı bir ihtişam sergileyen cami büyüleyici haşmette ipek halılarla kaplıdır. Bu Arap ve Acem hediyesi halılar başka hiçbir camide yoktur.

Camide en kıymetli avizeler yanında yedi bin küçük kandil vardır. Her gece bin kadar kandil yakılır, mübarek gecelerde ise tamamı yakılarak cami adeta bir nur bahçesine dönüşür.

Caminin on kapısı vardır. Yedisi kıbleye açılır, bu yedi kapının ortasındaki kapı hepsinden yüksektir ki boyu tam olarak on beş arşındır. (12 metre tahmini) Eski antik tarzdaki bu kapı kalem ustası elinden çıkma pirinç Sırçalı bir eserdir. Bu kapının sağ ve solundaki biraz daha alçak üçerden altı kapı da olgun bir usta eseri olup görülmesi gerekli kapılardır.

Sol tarafta hazreti Hızır kapısı, sağ tarafta Maliki kapısı, minber dibinde medrese kapısı vardır.

(Evliya Çelebi Seyahatnamesi 9. Cilt 465. sayfa)

Neler Söylendi?