Kan içici terör örgütleriyle pazarlık yapmak, anlaşmalar düzmek, ‘analar ağlamasın’ diye hayallere kapılmak, ‘çözüm süreçleri’ peşinde koşmak; hele hele arkalarındaki emperyalist canavarın ne emeller beslediğini bilmeden onlara iyi niyet mesajları göndermek ve üstelik buna inanmak, ancak gafil yöneticilerin yapacağı marifetler silsilesindendir.
Asla düşman ile rehin alış verişi yapılamayacağı masallarla aktarılmıştır bize…
Ama kim masal okur ki, bu devirde?
La Fontain’den, Mevlânâ’dan, Hâfız’dan, Ezop’tan kimin haberi var?
Kim biliyor kurtla kuzu masallarını?
İşte size La Fontain’den bir masal:
“Binyıl süren savaşlardan sonra,
Kurtlarla koyunlar barışmış sonunda.
İki taraf için de elbet buymuş en iyisi…
Kurtlar hayli koyun yiyorlarsa da,
Az mı kurt postu giymiş çobanlar da.
Koyunlar özgürce otlayamadığı gibi,
Kurtlar da özgürce et yiyemiyorlarmış.
Uzatmayalım; bitmiş savaş gelmiş barış.”

Savaşı kim ister, elbet analar ağlamasın;
Barış olsun, akan kanlar yürekleri dağlamasın.

Nasıl olacak barış kurtla kuzu arasında?
Bir arabulucu bulunur barış için nasılsa…

Uzmanlar seferber olmuş, çözüm süreci adına.
Karşılıklı rehin verilmesi yazılmış anlaşma kâğıdına.

“Kurtlarla kuzular rehin istemişler birbirlerinden.
Kurtlar yavrularını vermiş,
Koyunlar da köpeklerini…
Değiş tokuş gereğince yapılmış, töresince,
Elçiler görevliler eliyle…
Gel gelelim bir zaman sonra yavru kurtlar,
Düpedüz kurt olup kana susamışlar…
Bekleyip sayın çobanların sürüden uzaklaştıkları zamanı,
Boğmuşlar yarısını en yaşlı kuzuların.
Ve sırtlarına geçirip dişlerini ormanı boylamışlar.
Meğerse gizliden haberliymiş baba kurtlar;
Onlar da boğuvermişler bu arada, 
Güvenlik içinde uyuyan köpekleri…
O kadar çabuk olmuş ki bu iş…
Köpeklerin ruhu bile duymamış nerdeyse;
Bir anda hepsi paramparça edilmiş,
Kurtulamamış bir teki bile.”

Masalcı çıkarılacak dersi iliştirir sonuna:
“Şunu çıkarabiliriz bundan:
Kötülerle savaşa ara verilmemeli.
Barış aslında iyi şeydir her zaman;
Evet, iyidir, ama neye yarar ki
Güvenilir mal değilse düşman?” (çev. Sabahattin Eyüboğlu, İş Bankası Yayınları, İstanbul 2000)

Kan içicilerin rehin alınması çare değildir barış içinde yaşamak isteyen bir toplum için…
Asıl arkasındaki ağababalarının, baba kurtların hesaba katılması gerektir anlaşılan…
İmralı’dan, Kandil’den daha ötesine bakmak gerek…
Kimdir bu terör örgütünün arkasındaki güçler?
“IŞİD, DAEŞ filanla; ortaktır PKK, PYD” söylemi, aslında doğrudur; doğrudur da onların ortaklığının ipi kimin elindedir, asıl ona bakmak lâzım değil mi?
Belki de karşılıklı rehin tutuyordur bizim adımıza arkadaki kuklacı. Biz de hangisi çoban köpeği, hangisi kurt karıştırıyoruzdur; kim bilir?
İyi polis - kötü polis dalga-dümeninden sonra bölgede İkinci bir İsrail’in kurdurulması planını hangi güç yönetiyorsa ona dair olmalı planımız…
Senaryoyu yazan kim; yönetmen kim, yapımcı kim?
Kuklaları oynatan kuklacı ile hesaplaşmak, onu bu gizli hesaplardan alıkoymak gerek…

RUBAİ

Gece taktık takıştırdık alları
Yürümekten aşındırdık yolları
Sabah bir de bakıp gördük ortalık
Perperîşan, Kelali’nin bağları