Küçükken yanaklarımızın hastaları sorar, "Babanı mı çok seviyorsun, yoksa anneni mi?"
Büyürsün, tercih zorlaması hep devam eder. "Ahmet öğretmeni mi, yoksa Leyla öğretmeni mi?" , "Mustafa Kemal'i mi çok seviyorsun, Fatih Sultan Mehmed'i mi?"
Sorular çoğalır gider, okullar, şehirler, işler ve arkadaşlar.
Sahi sizin en iyi arkadaşınız kim?
Bir seçim yapabiliyor muyuz? Belki yapabilen vardır ama ben seçim yapamıyordum. Fedakarlık, bana acıdığından benimle dost olmayan, beni görmeyi daha çok isteyen, benim için acı çeken, arkamdan hiç kötü konuşmayan, ne kadar çok zorlasanda Kaşgarlı Mahmud'un "Dostunu sinirde sına" sözü misali, imtihanları başarıyla geçen.....
Annelere de çok sorulur bu. Genelde sorulan evlatlardır. Onların cevapları hazırdır. Hemen hemen hepsi ağız birliğinde " Beş parmağın hangisini kesebilirsin?" sorusu ise soruya cevap verirler.
Doğrudur, annelere evlatları parmakları gibidir. Beşparmak, kırgız tatlısı hepsi.
Edebiyatta da böyledir. Hangi kitabı, hangi denemeyi, hangi şiiri en çok sevdiğine karar veremezsin. O günkü ruh haline göre kimi zaman birini, kimi zaman bir başkasını en çok sevdiğini düşünürsün. Sevdiklerin listesine girer hepsi ama en çok hangisi?
Resim, müzik ve diğer şeyler
Siz en çok hangi şarkıyı seviyorsunuz?
Bu gece ben bir usül öğrendim. En azından en çok sevdiğim şiiri bulabileceğim.
İşte benim şiir de ilk finalistlerim.
"Aşktan yana söz duyunca
Ben hep seni düşünürüm
Uçsuz hayaller boyunca
Ben hep seni düşünürüm
-
Seher eser ilden ile
Sağlıkta bitmez bu çile
Vardan öte, yokta bile
Ben hep seni düşünürüm"
*****************************
Erzurumlu Duran gider(ooof)
Ankaralı Burhan gider(ooof)
Sirkeciden tren gider
Evim barkım viran gider
Sirkeciden tren gider
Evim barkım viran gider
Biz atla geçtik hep Tuna'dan
Böyle geçmedik, avrat uşak
Tuna bizden utanır, biz Tuna'dan
Aldırma be Tunam
Yiğit çıplak doğar anadan
*******************************
Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım
O mücalla çehreni izleseydim ebedi
Sana sırıldıklam bir bakış da ben olsaydım
.
Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya
Bir hurma çekirdeği,
Tercihimdir dünyaya
-
Devlerin esrarını aynalara sorsaydım
Çözülürdü zihnimde buzlaşmış düşünceler
Okşadığın, bir parça kumaşta ben olsaydım
Muhtemelen şiir aşıkları hemen hemen hepsini bilmiştir. Linklere gerek kalmadan
Abdürrahim Karakoç-Ben Hep Seni Düşünürüm
(Hasan Sağındık en güzel şekilde söyleyeni)
https://www.youtube.com/watch?v=jkhFHjFf-Jg&list;=RDjkhFHjFf-Jg#t=12
Ali Akbaş - Sirkeciden Tren Gider
(İbrahim Sadri ve Gündoğar'ın söylediği en güzel şekli)
https://www.youtube.com/watch?v=QPBzV5wm9Q0
Nurullah Genç -Yağmur
(İbrahim Sadri birinci halinde en güzel şekilde seslendiriyor)
https://www.youtube.com/watch?v=GsERr2f4EI4
Peki sizce hangisi en güzeli?
Ben sürekli karar değiştiririm. Sirkeciden Tren Gider bir çok yazımı etkiledi. Dili oldu yazılarımın. Aşka hep Abdürrahim Karakoç'ca baktım. Şiirde hep Yağmur'u ararım
Yağmur rahmettir, bereket
Bu gece öğrendiğim usül şöyleydi.
Sevdiğin şiirleri oku, hangisinde hiç aklın başka birşeye gitmedi, zamanı unuttuysan en çok onu seversin
Veya seslendirilmişse üçünü de aynı anda aç. Hangisi tamamen doldurursa benliğini, kaçırmıyorsan hiçbir kelimesini en çok onu seviyorsun
Bu Yağmurdu. Yağmur dinlerken en uzun olmasına rağmen bütün dünya durdu. Diğerlerinden kaçırdığım anlar oldu. Diğerleri bitmişken bu hala devam ediyordu
Anladım ki benim en sevdiğim bu.
Elbette burada söyleyen de etkili. Örnek olarak İbrahim Sadri, Sirkeciden Tren Gider ve Yağmur'u tekrar söyledi ancak onları sevmedim. Yağmur'u Dursun Ali Erzincanlı'da söyledi ama ben onu o kadar sevmedim.
Şimdi sıra sizde. En ç0k sevdiğiniz resim, en çok sevdiğiniz müzik, en çok sevdiğiniz kitap...
Sizin en sevileniniz hangisi