YENİ YIL


         Kocaman yıl daha sona erdi. Geriye dönüp bu koca yıla baktığımda acı, gözyaşı ve ölümlerle dolu dolu geçen bir yıl görmek her insan gibi benimde içimi kararttığı yadsınamaz bir gerçek olarak önümde duruyor
Neler uğruna bu ölümler? Kimi yerde din adına, kimi yerde ırk adına, kimi yerde size demokrasi getireceğim adına, ama hepsinin ardında karşısındakini tam olarak anlamadan, çoğunda yarım yamalak bilgilerle hemen alınan kararlarla oluşturan ön yargılar sonucunda oluşan bir dehşet.
         Orta Doğuya bakıyoruz yılardır sonu gelmeyen din, dil, ırk ve mezhep savaşları olanca hızıyla devam ediyor. İslam dini adına hareket ettiğini söyleyen bir grup önce din kardeşlerini ve hatta aynı mezhepten olan insanları doğramaya devam ediyor.
         Kuzeye bakıyoruz Rusya ve Ukrayna aynı dini inancı paylayan hatta aynı dili konuşan insanlar olarak birini boğazlıyor, Afrika da aynı dili konuşan aynı inancı paylaşan ve aynı ırka sahip olan insanlar arasındaki yıllardır bitirilemeyen kabile savaşları. Çok önceleri Hıristiyanlar arasında olan mezhep kavgalarından, haçlı seferlerinden, ele geçirilen ülkelerdeki diğer unsurların yok edilmesinden bahsetmiyorum bunlar çok gerilerde kaldı.          Hatta günümüzde ideolojilerin yok olmasından sonra ideoloji savaşlarının bittiği bir zamanda tam bir barış için uygun bir ortam oluştuğunun düşünüldüğü günümüzde tekrardan din, mezhep, etnik unsurların birbirine girmesi, kanlar dökülmesi hangi bilimsel gerçeklikle açıklanabilir bilemiyorum.
Çeşitli kültürleri bünyesinde barındıran, çağdaş ve evrensel değerler için bir ortaklık kurulduğu söylenen Avrupa Birliği bile hızla bir Hıristiyan kulübü niteliğine bürünüyor. Bu değerleri sadece Hıristiyanlar için benimsediği fikri hızla yaygınlaşıyor. ABD dersen bu evrensel değerleri kendi çıkarları için nasıl kullanabilirim hesabının ötesinde bir şey yapmıyor.
         Aslında bu acıların din, dil, ırk, mezhep adına yaşanılmadığı bir gerçek. Hepsinin ardındaki temel neden gücün kimde olması gerektiğidir. Her grup ve her devlet, hep topluluk gücü elinde tutmaya çalışıyor. Ve dahası da enerjiyi. Enerjiyi elinde tutan biliyor ki güç kendisinde. Bu gücü pekiştirebilirse çevresini, bölgesini ve hatta dünyayı yeni baştan kendi ilkelerine göre daha kolay kurabileceğini sanıyor.
         Oysa dünyada o kadar farklı diller, dinler, inançlar ve milletler var ki hiç birisi kendi kültüründen taviz vermez. Önümüzdeki yıllarda da vermeyecek. Her ne kadar global bir dünyaya doğru yol alsak da bunu değiştirmek şimdilik mümkün görülmüyor. Bu yola başvuranlarda dünyanın baş ağrısını çoğaltmaktan başka hiçbir şey yapmıyorlar.
Oysa bu farklı kültürlerin dünyamızın zenginliği olduğunu bir anlasak ve bu zenginliğe ihtiyacımız olduğunun bilincine bir varsak daha güzel günler yakında bizi bekliyor olacak. 
         Kültürel ve inanç farklılarımıza dokunmadan bunların dünyamız için bir harmanlayabilsek. Her kültürün bizim düşünce ve bilgi dağarcığımıza katacağı yenilikleri insanlık uğruna bir kullanabilsek acının değil, ölümlerin değil, mutluluk gözyaşlarıyla sulanan bir dünyada yeni ufuklara yelken açılacaktır. Farklı medeniyetlerin farklılıklarını içerisinde barındırdığı yeni bir medeniyet çok uzaklarda değil belki de. Ne bileyim belki de ben çok romantik düşünüyorum. Belki de kafam çok karışık.
Ama yine de;
         Yeni yılın farklı medeniyetlerin alaca karanlığından kurtulmaya, her birinin yararlarını bütün dünyaya yaymaya, mevcut ve olası zararlarını da ortadan kaldırmaya, her medeniyetin diğerini ötekileştirmeden, ve kendi kültürünü koruyarak temel değerlerin evrenselliği ve kültürel ifadelerin çeşitliliği gibi iki dokunulmaz ve birbirinden ayrılmaz ilkeyi temel alacak ortak bir uygarlığa giden yolda bir başlangıç olması ve bütün insanlara barış, mutluluk ve huzur getirmesi dileğiyle bütün insanlığın yeni yılınızı kutluyorum.