Malumunuz olduğu üzere, geçtiğimiz aylarda cereyan eden II. Karabağ Savaşında; başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, onun liderliğindeki milletimiz, bütün kurum ve kuruluşlarımız, Azerbaycan’a topyekûn destek olmuşlardır. 

Sayın Cumhurbaşkanımızın, Türk milletinin ve diğer kurum ve kuruluşlarımızın bu emsalsiz desteği, Kardeş Azerbaycan’da büyük bir coşkuyla karşılanmıştır. Hatta Pakistan’ın da Türkiye kadar olmasa bile vermiş olduğu siyasî destek de Azerbaycan yönetimi ve halkı tarafından büyük sevgiyle karşılanmıştır.

Bu savaş esnasındaki yüksek kardeşlik ruhu her alanda büyük coşkuya neden olmuş, Azerbaycan sokakları Türk bayraklarıyla donatılmıştır.  Azerbaycanlı şairler ise bu savaşı, kardeşliğimizi, “İki devlet bir millet” şiarını, şiirleriyle, destanlarıyla terennüm etmişlerdir.

Mektubumuzun ekinde, size özgeçmişini de gönderdiğimiz, Moskova’da yaşayan Azerbaycanlı Prof. Dr. Abuzar Bağırov’un, 4 Bölümden oluşan ve hem savaşı hem de geçmiş yılları anlatan destanı yer almaktadır.

Destanın I. Bölümü Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’e; II. Bölümü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a; III. Bölümü Pakistan Başbakanı İmran Han’a; IV. Bölümü ise “Mukaddes Galip Üçlü” adıyla üç Devlet Başkanına ithaf edilmiştir.

Destanın müellifi, bu destanın Türkiye matbuatında yayımlanmasını arzu etmektedir. Daha sonra bu destan Türkçe, Azerbaycan Türkçesi, Urduca ve İngilizce olarak bir kitap halinde yayımlanacaktır.

Bu destan, bendeniz İmdat Avşar tarafından Türkiye Türkçesine uyarlanmıştır.

I. BÖLÜM

ÂLİ BAŞ KOMUTANIM

 

Kırk dört günlük Vatan Muharebesinde çelikten daha sert bir irade, vatanperverlikle yoğrulmuş gayret, menfur düşmanla mertçe savaşma numunesi, akıl almaz kahramanlık örneği, dünyayı şaşkına çeviren olağanüstü liderlik ve siyasî dirayet sergileyen; ata yurtlarımızı ve kadim topraklarımızı düşman çizmeleri altından kurtaran, halkımızın tahkir edilmiş gayretini cennetmekân şehitlerimizin mukaddes kanlarıyla yıkayarak arındıran, milletimizin aşağılanmış haysiyetini halas eden, Azerbaycan’ımızın yeni şanlı tarihini başlatan; bu emsalsiz zaferlerle birlikte kendisinin ve babasının- ÜSTADININ- mübarek adlarını ebediyen tarihin tunç sinesine, silinmez sayfalarına altın  harflerle hâk eden; demir yumruklu, Ulu Önderimizin yadigârı, halkımızın güvenç yeri, kurtuluş ümidi, sevgili LİDERİ, ÂLİ  BAŞ KOMUTANIMIZ İLHAM HAYDAR OĞLU ALİYEV’İN; tek yumruk olarak onun etrafında birleşen MÜDRİK MİLLETİMİZİN ve  Vatan yolunda varlığını esirgemeyen MUZAFFER ORDUMUZUN şanına binlerce alkışlarla ve onlar önünde baş eğerek Moskova’dan, halk ruhunda kaleme alınmış kırk dört bentlik bir terennüm nağmesi...


***

Otuz yıl yasa battık,

Gam alıp keder sattık, 

Geceler sersem yattık...

Sayende kâma çattık

Âli Baş Komutanım!

 

Nikol tam ağ eyledi,[1]

Hep hezeyan söyledi,

Hoh geldi, berk küyledi,[2]

Gör yağıya neyledi

Âli Baş Komutanım!

 

Askerine “Vur!” dedi,

Halka “Uyan! Dur![3]” dedi,

Düşmanı “Öldür!” dedi...

Sözünü çok gür dedi

Âli Baş Komutanım!

 

Emretti mert askere,

Al kan oldu dağ, dere,

Leşle doldu bend bere,[4]

Mermi yağdı her yere

Âli Baş Komutanım!

 

Yumruğu demir olan,

Katile vermez aman,

Mâni olmaz sis, duman,

Yüce dağda kar, boran...

Âli Baş Komutanım!

 

Alçaklar öz hoşuna,[5]

Çekip gitmez, boşuna,

Bindirsinler “toşuna”,[6]

Haray çekin koşuna[7]

Âli Baş Komutanım!

 

 

Ordumuz harbe hazır,

Düşmana kabir kazar,

Kafir yolundan azar...

Ebedî tarih yazar

Âli Baş Komutanım!

 

Zafer Senle ikizdir,

Düşmanlara kan emzir,

Adın halka azizdir,

Soyun saftır, temizdir

Âli Baş Komutanım!

 

Ulu Önder balası,

Yurdun gayret kal’ası,

Yağıdan öç alası,

Tarihe şan salası

Âli Baş Komutanım!

 

Halkımın gözü sende,

Korkut’un sözü sende,

Emelin düzü[8] sende,

Zaferin özü sende

Âli Baş Komutanım!

 

Silahını zağlı tut,[9]

Tanklarını yağlı tut,

Serhaddini bağlı tut,[10]

Ülkemizi tağlı tut[11]

Âli Baş Komutanım!

 

İttek[12] kovdun yağını,[13]

Dağladın tırnağını[14]

Çıkarttın cızdağını,[15]

Bozdun yığınağını

Âli Baş Komutanım!

 

Alçaktır Nikol tula,[16]

Satılmış “yeşil” pula,

Çevirdin onu kula,

Koy gitsin çala-çala[17]

Âli Baş Komutanım!

 

“Halay” çeken hayvana,

Bambılı[18] Paşinyan’a,

Ders verdin ağayane,

Havlasın yana-yana

Âli Baş Komutanım!

 

Gör, Haylar ne yaptılar?

Çıkış yolu taptılar,

Unitazı[19] kaptılar,

İrevan’a çaptılar[20]

Âli Baş Komutanım!

 

 

 

 

 

Paşinyan’ın küt başı,

Özüne çaktı taşı,

Haindi yar-yoldaşı,

Zehire döndü aşı

Âli Baş Komutanım!

 

Asker korkmaz bir şeyden,

Herbiri bir tunç beden,

Zabit dönmez emirden...

Yumruğun var demirden

Âli Baş Komutanım!

 

Muhalefet, iktidar,

Halk yolunda hizmetkâr,

Artık bir tek şiar var:

“Millet olsun bahtiyar!”

Âli Baş Komutanım!

 

Şehitlere bin rahmet,

Yerleri olsun cennet,

Gazilere muhabbet,

Şefkat, dikkat, sahavet...

Âli Baş Komutanım!

 

Tanrı bize yâr olsun,

Şuşa’mızda bar olsun,

Harıbülbül[21]  var olsun,

Düşmanlara ar olsun

Âli Baş Komutanım!

 

Milletin ruhu sazdır,

Muğamat[22] hoş avazdır,

Karşıdan gelen yazdır...

Karabağ bize azdır

Âli Baş Komutanım!

 

Alkışlar, yiğit asker,

Kutlu olsun bu zafer!

Kurban olum, bir teher,[23]

Göyçe’yi[24] al bu sefer!

Âli Baş Komutanım!

 

İrevan’sız ne Vatan?![25]

Tene vurur her öten.[26]

Uyumaz yurdu yiten,

Şad olur hakka yeten

Âli Baş Komutanım!

 

Zengezur’um[27] zar ağlar,

Sinesi yara bağlar,

İmdat umar bu dağlar,

Arzulayıp hoş çağlar

Âli Baş Komutanım!

 

Güney ile işim yok,

Demirkapı[28] göze ok,

Bu ilmekte düğüm çok,

Yol arayak gönlü tok

Âli Baş Komutanım!

 

Borçalı’da[29] müşkül var,

Yâr olsun perverdigar,

Kırılsın merdimazar,

Tez sağalsın bu azar

Âli Baş Komutanım!

 

Ayılar yatan “dayı”,[30]

Rahatça kapar payı.

Deyyusun çoktur sayı[31],

Amandır sıkma yayı!

Âli Baş Komutanım!

 

Çar Nikolay gorbagor,[32]

Hay’dan bize kurdu tor,

Kudurdu, kuduz nankör,

Bas köküne yanar kor!

Âli Baş Komutanım!

 

Halk düşmüştü zillete,

Çare buldun illete,

Haylar döndü lâl ite,

Gurur verdin millete

Âli Baş Komutanım!

 

 

Baş açar her sahadan,[33]

Kelamı bedaheten,

Güç gelir İLAHİDEN,

Ders almıştır DÂHİDEN[34]

Âli Baş Komutanım!

 

Var olsun Alp Erdoğan,

Yüz yaşasın Han İmran,

Birleşin, kurun Turan;

Yurtlar olsun şaduman

Âli Baş Komutanım!

 

Harpten şüphe edenler,

Alay edip gülenler,

Her an fırsat güdenler...

Giysinler ak kefenler

Âli Baş Komutanım!

 

Yılan tek sürünenler,

Karun, laka gödenler,[35]

Sana karşı gelenler...

Ölüp yere girsinler

Âli Baş Komutanım!

 

Şahrızlanan[36] bahçe, bağ,

Dirilttiğin Karabağ,

Haykırıyor, “dağsın, dağ!”

Sarp kayasın, sağ ol, sağ!

Âli Baş Komutanım!

 

Düşmanları teyleyen,[37]

Haklı sitem eyleyen,

“Candır Vatan! Can!” diyen,

Alp erlere güvenen

Âli Baş Komutanım!

 

Hankendi, Laçın yolu,

Askerle olsun dolu,

Muhkem tut sağı, solu,

Hay’ın kırılsın kolu

Âli Baş Komutanım!

 

Haylar ağır şeledir,

Hain, Hay’a laladır,

Allah’tan bir beladır,

Dört yanımız teledir[38]

Âli Baş Komutanım!

 

Ta gençlikten tanışık,

Ciddi, müdrik, hoşkılık,[39]

Meziyeti yahşılık,

Halka paylar muştuluk

Âli Baş Komutanım!

 

Siyaseti yüzde yüz...

Poliglottur[40] düpedüz,

Söyleşide yüz be yüz,

Cevap verir söz be söz

Âli Baş Komutanım!

 

Zekâna dünya hayran,

Övünür Azerbaycan,

Ağ atlı Galip oğlan;

Boyuna alem kurban!

Âli Baş Komutanım!

 

Torpağı tam alırsan,

“Haydarabad” salarsan,[41]

Daim başta kalırsın...

Halka çare kılarsın

Âli Baş Komutanım! 

 

Ağaç kök üste biter,

Ders alsın oğlun Haydar,

An gelir, vade yeter,

Ülkeye olur rehber

Âli Baş Komutanım!

 

Yar olsun Yaratan’ım!

Medet, şah-ı merdanım!

Sağlam dur, gözüm, canım!

Ey Türk oğlu, İlham’ım!

Âli Baş Komutanım!

 

Şanına yazdı destan,

Coştu Abuzar Turan,

Ey aslan oğlu aslan!

KARABAĞ- AZERBAYCAN!

ÂLİ BAŞ KOMUTANIM!

 

Moskova, 30. 09 – 05. 12. 2020.

 

 

[1] Ağ eylemek: İşi çığırından çıkartmak,

[2] Hoh gelmek: Tehdit etmek. Berk küylemek: Korkarak bağırıp çağırmak.

[3] Durmak: Ayağa kalkmak.

[4] Bend-bere: Dere-tepe.

[5] Öz hoşuna: Kendiliğinden.

[6] Toşun: Eşek, uzunkulak.

[7] Koşuna haray çekmek: Askerlere seslenmek, emir vermek.

[8] Düz emel: Doğru, haklı iş.

[9] Silahı zağlı tutmak: Silahı, özelliğine göre hazır şekilde tutmak

[10] Bağlı tutmak: Kapalı tutmak, emniyetli hâle getirmek.

[11] Ülkeyi tağlı tutmak: Ülkeyi her zaman zafer havasında, muzaffer yaşatmak.

[12] İttek: İt gibi.

[13] Yağını: Yağıyı, düşmanı. Azerbaycan Türkçesinde kaynaştırma ünsüzü “y” yerine bazen “n” kullanılmaktadır.

[14] Tırnağını dağlamak: Düşmana, rakibe acı çektirmek,

[15] Cızdağını çıkarmak: Bir şeyi ateşte yakıp eriterek posasını çıkarmak.

[16] Tula: Köpek.

[17] Çala çala gitmek: Ardına bakarak şaşkın halde gitmek.

[18] Bambılı: Ahmak, aptal

[19] Unitaz: Klozet.

[20] İrevan’a çapmak: İrevan’a ( Erivan’a) doğru koşuşmak, kaçmak.

[21]Harıbülbül: Şuşa’da, Cıdırdüzü’de yetişen endemik bir tür çiçek.

[22] Muğamat: Azerbaycan’da çalınıp söylenen kadim bir musiki çeşidi.

[23] Bir teher: Bir şekilde, bir yolunu bularak.

[24] Göyçe: Bu günkü Ermenistan sınırları içinde kalan, yüzyıllardır Türklerin yaşadığı ancak son yüzyılda ahalisi sürgün edilen bölge; Göyçe Mahalı.

[25] İrevan’sız ne vatan? İrevan’sız vatan olur mu, anlamındadır.

[26] Tene vurmak: Kınamak. Her öten: Her gelip geçen. Her gelip geçen bizi kınar anlamındadır.

[27]Zengezur: Bu günkü Ermenistan sınırları içinde kalan, ancak son yüzyılda ahalisi sürgün edilen kadim Türk yurdu

[28] Demirkapı: Derbent şehrinin kadim adlarından biri.

[29] Borçalı: Bugün Gürcistan sınırları içinde kalan ama ahalisinin tamamı Türk olan bölge.

[30]Ayılar yatan “dayı”: “Dayı” uykudan kalkar, uyanır anlamındadır.

[31]Sayı: Sayısı.

[32]Gorbagor olmak: Öldüğü yerde bir daha ölsün anlamında beddua.

[33] Baş açmak: Kavramak, anlamak. Ekonomi, siyaset, savaş vesaire her sahada işin inceliklerini bilir anlamındadır.

[34] Baş açmak: Kavramak, anlamak. Ekonomi, siyaset, savaş vesaire her sahada işin inceliklerini bilir anlamındadır.

[35] Dahi sözüyle İlham Aliyev’in babası Haydar Aliyev ima edilmektedir.

[36] Karun gibi mal biriktirmiş, zenginleşmiş, yiyip içmekten karnı şişmiş olanlar.

[37] Şahrızlanmak: Yeşermek, bitkileri boy verip büyümek

[38] Teylemek: Mağlup etmek, kovmak.

[39] Tele: Tuzak.

[40] Hoşkılık: Hoş meramlı.

[41] Poliglot: Beş farklı dili bilen ve bu dillerde rahatça konuşabilen.

[42]Haydarabad salmak: Haydar Aliyev adına “Haydarabad” adında bir şehir kurmak.