Zühtü Bilgin Antalya Düden Şelalesi için "Şelale dediğin kadın gibi biraz nazlı olmalı, öyle kolayca belediye otobüsü ile ulaşılmamalı." diye yazmıştı. İşte Tortum Şelalesi tamda bu tanımlamaya uygun bir yerde, hatta biraz daha fazla nazlı, mart sonlarına doğru akmaya başlayarak yılda beş altı ay aktıktan sonra kesiliyor. Erzurum'dan trafik kurallarına uyarak giderseniz yaklaşık bir buçuk saat sürüyor varışınız.

İlk kez 1991 yılında gitmiştim. O zaman bizden başka gelen yoktu. Gün boyunca Şelalenin yanıbaşında piknik yapmıştık. 23.Nisan 2016 günü gittiğimizde durum çok farklıydı. Bu sefer Şelalenin yanısıra etraftaki ahalide çok nazlıydı. Bizim geçmişte piknik yaptığımız yerlere lokantalar yapılmış. Araç park yerine giriş ücretli. Park alanından piknik alanına girişte yeniden ücrete tabi. Otuz civarında araç var bunların 5 kadarı otobüs ve minibüs. Şelale girişinde küçük ama alımlı bir barakada yöresel tandır ekmeği yapılarak satılıyor. Hayatımda ilk kez tandırı orada gördüm.

Bunlar Şelaleye ulaşmanın tebessüm ettiren hikâyesi idi.

Şelale halen oldukça görkemli ve güzel. İnsanı dinlendiren, rahatlatan, hareketlendiren bir yanı var. Şelaleyi seyretmek için yüz elli metre kadar inerken suyun sesi ve etrafın güzelliği sizi farkında olmadan kaydırıyor aşağıya. Hele karlı bir günün ardından ayrıldıysanız Erzurum'dan burada ki yeşillik ve güneş sizi adeta büyülüyor.

O büyülü ortamda şelalenin her yönden fotoğrafını çektim. Hızımı alamadım su sesinin de fotoğrafını çekmek istedim olmayınca videosunu çekerek sesi de yanıma aldıktan sonra istemeye istemeye Artvin'e doğru yola çıktım.