https://www.pusulatr.com/files/uploads/user/41988.jpg
Mehmet Aksu

TELEVIZYONUN ESARETİ

01-01-1970 03:00 87059 kez okundu.

 

 

 

TELEVİZYONUN ESARETİ           

      “Televizyonlu odadan televizyonsuz odaya geçmek hicrettir. Diyor Hekimoğlu İsmail. Dünyada en çok televizyon izlenen ülkeler arasında günde 7-8 saat ortalama ile ülkemiz Türkiye ilk sıradadır. Avrupa ülkesi olan Fransa’da 0-3 yaş çocukların televizyon izlemesi kanunla yasaklanırken bizim güzel ülkemiz Türkiye’deki çocuklar sanki anne karnında çizgi filmleri takip ediyormuşçasına doğduğundan itibaren -yok pepe, yok callio- gibi gereksiz filmlerle hayata merhaba diyerek başlıyorlar. Maalesef bebeklerimiz, çocuklarımız onlarla yemek yiyor, onlarla uyuyor, onlarla kalkıyor, sanki anne babası biz değil televizyon çocuğumuzu eğitir duruma gelmiştir. Çocuğumuz daha anne demeden callıo, baba demeden pepe demeye başlıyor. Türkiye’de bir araştırma yapılmış birçok çocuğa sorulmuş "Evdeki televizyonu mu atalım, yoksa babanızı mı evden atalım?" diye sonuç çok gariptir ki çocukların büyük bir kısmı BABAmızı atalım cevabını vermiştir.

     Nedeni ise çocuğumuzun babadan çok televizyonla vakit geçirmesi ve onun için televizyon vazgeçilmezi olmuştur. Bilindiği gibi çocuklar 0-6 yaş arasında beynine ne giriyorsa ileriki dönemlerde onla büyüyorlar. Çocuklarımızın tertemiz beyinlerini maalesef Anne Baba olarak bizler değil televizyon yani o filmleri yazanlar yönetiyorlar ve eğitimini onlar üstlenmişler. OKUYAN BİR TOPLUM DEĞİL BAKAN BİR TOPLUM OLDUK HEP BİRLİKTE. Yaşayan bir toplumdan, oturup saatlerce zamanını ölü toprağı serpilmiş bir ev misali sessizce televizyonun karşısında saatlerimizi harcayabiliyoruz. Bu televizyon esaretinden bir an önce kurtulmamız ve yaşadığımız toplumda, yaşadığımız evimizde neler oluyor kim hasta, kimin derdi sıkıntısı var görmemiz gerekir. Magazin dünyasının dikkatle takip eder kim kimi aldatmış, kim kime evlenme teklifi yapmış, hangi ünlü hangi bardan çıkarken kimle görülmüş, -Polat Alemdar bu hafta ölecek mi, Hürrem ne yapacak- gibi magazinleri dikkatle takip edip ilgimizi çekerken, aynı evde yaşadığımız canımızdan olan kızımız kimle arkadaşlık ediyor, okula gidiyor mu bir derdi var mı nerelere gittiğini merak bile etmeyiz. Oğlumuzun kimlerle arkadaşlık ettiğini, ne yiyip ne içtiğini, ruh dünyasında neler olup bitiyor ilgimizi bile çekmezken sizce bizler BABA ve ANNE olarak hiç mi hatalı değiliz diye sormak gerekir kendi kendimize.       

     Sonuç olarak televizyonun esaretinden kurtulmak için bu günden itibaren neler yapılabilir bunları düşünmeli ve uygulamaya koymalıyız. -Her gün evimizde ailecek okuma saati, çay saati, çerez saati adında oturup televizyonu kapatıp hep beraber sohbet edebiliriz, geçen gün hakkında birbirimize sorular sorup dertleşebiliriz. -Televizyonu oturma odasından çıkartıp en az girilen odaya koyabiliriz. -Hangi programı izleyeceğimizi önceden planlayıp izledikten sonra kapatabiliriz. -Çocuklarımıza televizyon açmak yerine onun oyuncağı biz olabiliriz. Bunlar benim aklımdan geçenler bu şıkları kendinizde çoğaltabilir kendinize en uygun çözüm yolunu bulabilir ve bu esaretten kurtulabilirsiniz……       

    TELEVİZYONUN İÇİNE DEĞİL EVLATLARIMIZIN GÖZLERİNİN İÇİNE BAKIN.O GÖZLERDE NE FİLMLER OYNUYOR,NE ÇİLELİ,NE DERTLİ,NE RUH DÜNYASINI İŞLEYEN DİZİLER ÇEKİLİYOR İYİ BAK EVLATLARININ GÖZLERİNE ;ASLINDA O GÖZLER SANA BİR ÇOK ŞEY ANLATMAK İSTİYOR,ASLINDA O GÖZLER SENİ SANA ANLATIYOR   

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI ENGELLERE RAĞMEN YAŞAMAK